Blog Arşivi

14 Şubat 2011 Pazartesi

...ama daha anlatacak yalanların vardı,
ben dinlememeyi seçtim.
biliyorum,
yalanlar söylerken bile en güzel sendin.

yüzün kızarmadan,
teklemeden,
kekelemeden,
ağzın kurumadan,
burnun kaşınmadan...

evet sevgilim,
sen bir profesyoneldin.
ama ben,
aşkı
bir amatörle yaşamayı seçtim.

6 Şubat 2011 Pazar

TO ANYONE NOT KNOWING WHAT LOVE IS...

It had been quite hard to stop loving you
till you showed that
there was
no patience,
no beauty,
no humanity,
or, to be more accurate,
no love, or,
to be more exact,
no me inside you.
You are not more than a dream turning into
a painful nightmare
anymore !
Büyüdük kızlar;
önceleri şeker-çikolata ve bilumum şeyler için ağlayan gözlerimizden
şimdi ardına bakmadan gidenler için yaşlar akar oldu.
Hiç öyle kandırmayalım kendimizi,

en çok sevdiklerimiz en çok nefret ettiklerimiz oldu.
Gidenlerin yeri başkalarıyla doldu ama

kalbimiz piç oldu.

BAYRAM MEKTUBU

Bugün bayrammış baba! Kime bayram, nasıl bayram; bilmiyorum. Tek bildiğim yıllarca küs olarak kutladığımız bayramlardan biri olmadığı... Dargın da olsak birbirimize, her bayram sabahı çekirdek ailemizde yaptığımız bayramlaşma töreni yok artık bu evde. İki seferdir bayramın bizim eve uğradığı da yok. Eskiden, bayram sabahları aramızdaki kırgınlığa rağmen -sadece bayrama özel olmak üzere- öperdim elini. Yıl içinde iki kez yaptığımız ateşkes anlaşmasıydı bayramlar bizim için. Paran olmazdı belki, bayram harçlığı veremezdin ya da cebindeki son parayı oğlunla aramda bölüştürürdün. Bayram öncesi telaşında bayramlık alışverişine yer yoktu bizim evde. Her bayram yeni kıyafetler, yeni ayakkabılar giymeyi öğrenemedik belki. Tüm bunlara rağmen, sizlere varlık içinde yokluk yaşatan babanızdan daha iyi babalık yaptığını söyleyebilirim.


Bugün bayrammış baba! Kime bayram, nasıl bayram; bilmiyorum. Tek bildiğim artık bayram tadında bayramlar yaşayamayacak oluşumuz. Bayramlar sevinç yerine hüzün getirecek bu eve. Dile getirmesek de senin yanımızda olduğun bayramları arayacak kalplerimiz. Yoksul olmuşuz, dargın olmuşuz bir önemi yok. Hiçbiri senden yoksun oluşumuz kadar acıtmamış içimizi.


Bugün bayrammış baba! Sensiz geçen ikinci; ama sonuncu olmayacak bir bayram… Nasıl alışılır buna, bilmiyorum. Tek bildiğim aramızdaki tüm sorunlara rağmen seninle aynı evde nefes almayı özlediğim. Nefes almanı özledim. Seni özledim baba. Düşünebileceğinden, inanabileceğinden, anlayabileceğinden daha fazla hem de. Özlemek bu kadar acıtır mıydı eskiden, bilmiyorum.


Bugün bayrammış ve sen yokmuşsun! Bunun nesi bayram baba? Sen bilmezsin, günce tutardım eskiden. Kavgalarımızı yazardım zaman zaman. Senin asla okuyamayacağını bildiğim sözler yazardım, çoğu kızgınlıkla kaleme alınmış. Bu mektubu da yine okuyamayacağını bilerek yazıyorum, çok farklı sebeplerden dolayı.


Biliyor musun, artık adımı soyadımdan daha çok seviyorum. Senden kalan tek şey ismim. Benim için sen seçtin. Adımı senden, senin sesinden bir kez daha duyabilmek için neler vermezdim.


Bugün bayrammış baba! Ev kalabalık, sıradan ve mutluymuşçasına bir bayramlaşma töreni yaşanacak evde. Sonra ben odama çekilip ağlayacağım yine. Varlığında bayram gibi yaşayamadığımız bayramlara, yokluğunda tadını alamayacağımız bayramlara ağlayacağım.
Ben zaten artık hep ağlıyorum baba, gözyaşlarımı içime akıtarak. Bir zamanlar sana duyduğum öfkeyi yıkayıp götürsünler diye... O öfke silindikçe özlemin artıyor. Bir insan birini en çok ne kadar özleyebilir, bilmiyorum. Tek bildiğim seni özlemenin bir sonu olmadığı.


Bugün bayrammış baba! İnsanlar “Bayramınız kutlu olsun!” deyip duruyorlar, bense birşey anlamıyorum. Bayramımız kutlu değil, senle olsun istiyorum!


27 Kasım 2009

Sana...

Neyiz biz söylesene !
Karanlığında boğacağına
gülüşünle aydınlat dünyamı.
Sevgilim değilsen
ve olmayacaksan
kalbimde ne işin var?
Neyiz biz söyle !
Yokluğun, varlığın
Hepsi bir mi şimdi?